Anneleri Tarafından Çocuklara Uygulanan Duygusal ve Fiziksel İstismar/İhmal Davranışı ve Bunu Etkileyen Faktörler

The Behaviours of Mothers who Perform Physical or Emotional Abuse/Neglect of Their Children
Nuran GÜLER * Sultan UZUN** Zeynep BOZTAŞ**, Sevinç AYDOĞAN**

 

ÖZET
Bu çalışma, annelerin çocuklarına uyguladıkları fiziksel ve duygusal istismar/ihmal davranışlarını ve bunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Çalışmaya, bir sağlık ocağı bölgesinde Hemşirelik Yüksek Okulu öğrencilerinin ziyaret ettikleri 143 aile alınmıştır. Çalışma Nisan Mayıs 2001 tarihleri arasında yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak soru formu oluşturulmuş ve soru formları anneler ile yüz yüze görüşülerek uygulanmıştır. Bu çalışmada annelerin %87.4’ünün çocuklarını fiziksel istismar/ihmal, %93’ünün ise çocuklarını duygusal istismar/ihmal ettikleri saptanmıştır. Ayrıca ailedeki çocuk sayısının ve eşi tarafından dayak yemenin, annelerin çocuklarına fiziksel istismar/ihmal davranışına başvurmada önemli etkenler olduğu belirlenmiştir.

SUMMARY
The aim of this descriptive study is to determine the behaviours of mothers who perform physical or emotional abuse/neglect of their children and the factors that influence their behaviours. In total 143 family, who live in a health centre area, and visited by the students of the school of Nursing, University of Cumhuriyet, were taken to the study. This study has been carried out between April-May 2001. A questionnaire was constructed as data collection tool and it was applied to mothers by face to face interviews. It was determined that 87.4% of mothers abuse neglect their children physically, 93% of mothers abuse/neglect their children emotionally. Besides, it was determined that the mothers who have great number of children and who were beaten by their husbands perform much more physical abuse/neglect
behaviour towards their children

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 24 (3):128 – 134, 2002

Bir başka kişiye yönelik zarar verici eylem olan şiddet, farklı disiplinlerin ve toplumun işbirliğini gerektiren, önlenebilir önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Her geçen gün şiddetin günlük yaşamımızda daha çok yer aldığı görülmektedir. Duygusal, fiziksel, sözel, cinsel, siyasal ve daha bir çok boyutta kendini gösteren şiddet olgusu doğal bir şekilde aile içinde de görülmektedir(1-4). Aile içi şiddet kavramının içeriğini genellikle, çocuğa ve kadına yönelik şiddet oluşturmaktadır. Çünkü şiddet uygulayanların %95’e yakını erkek, şiddete maruz kalanların %90’dan fazlası kadın ve çocuklardır. Ancak yapılan çalışmalara göre çocuklara daha çok anneleri tarafından şiddet uygulandığı belirlenmiştir (1, 3, – 7).

Çocuk istismarı ve ihmali; çocuklara anne-babaları veya onlara bakıp gözetmek ve eğitmekle görevli kişiler ya da yabancılar tarafından sağlıklarına zarar veren fiziksel, duygusal, zihinsel ya da sosyal gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlara maruz bırakılmaları olarak tanımlanmaktadır (4, 8, 9, 10). Çocuk istismarı/ihmali yaygın olarak görülen ve dramatik sonuçlara yol açan bir problemdir. Amerika Birleşik Devletleri Üçüncü Ulusal Çocuk İhmali ve İstismarı İnsidans Çalışmaları’na göre, ihmal ve istismara maruz kalan çocukların sayısı 1986-1993 yılları arasında ikiye katlanarak 2.8 milyona ulaşmıştır. Aynı çalışmada yaklaşık olarak bu süre içerisinde ciddi şekilde yaralanan çocuk sayısı 4’e katlanarak 570.000’e yükselmiştir. Bu olayların %80’inden de ailenin sorumlu olduğu belirlenmiştir (11). Yine Amerika Birleşik Devletlerinde 1997 yılında 35 ülkede yapılan bir çalışmaya göre her 1000 çocuktan 330’unun kötü muamele gördüğü ve bunların %52’sinin ihmal edildiği ve %26’sının fiziksel istismara uğradığı belirlenmiştir (12).

Ülkemizde ise Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunun yaptığı bir çalışmada çocukların %46’sının (1), Türkiye genelinde yapılan bir çalışmaya göre de %45’inin ihmal/istismara uğradığı belirlenmiştir (7). Çocuk ihmali ve istismarı çocuk ve adölesanın sağlığını ve refahını zedeleyen, çocukta yaşamı boyunca kalıcı izler bırakan bir sağlık sorunudur (3). Tanınması en kolay olan istismar fiziksel istismar olup, çocuğun kaza dışı fiziksel olarak zedelenmesi yanında duygusal olarak da yıpratmaktadır (2, 9). Yalnız yapılan çalışmalarda fiziksel istismar nedeniyle sakatlanan, hatta ölen çocukların sayısının küçümsenmeyecek derecede yüksek olduğu bildirilmektedir (11-13). Bir çocuğa şiddet uygulanması ya da çocuğun şiddete tanık olması fiziksel istismar içinde değerlendirilmektedir.

Fiziksel ihmal ise anne-babanın çocukların sağlığı için gerekli tıbbi yardımı reddetmeleri veya geciktirmeleri, çocuğun eğitimi, beslenmesi, bakımı, giyimi, refahı ve güvenliği konusunda ilgisiz ve kayıtsız kalmalarıdır (9,10, 14). Bebek, çocuk ya da ergeni odaya kapatma ya da bağlama, reddetme, yalnız bırakma, korkutma, tehdit etme ve sanki o ortamda çocuk yokmuş gibi davranma, anne-babanın çocuğa aşağılayıcı, küçük düşürücü şekilde bağırmaları, tehdit etmeleri ve mimikler yapmaları veya aşırı koruyucu tavır takınmaları ise duygusal ihmal ya da istismar olarak değerlendirilmektedir (7, 14). Sonuç olarak istismarın aktif, ihmalin ise pasif davranışlar olduğunu söyleyebiliriz. Anne-baba çocuğa çoğu zaman birden fazla türde istismar ve ihmal davranışında bulunmaktadır (14, 15). İstismar ve ihmal edilen çocuklarda depresyon belirtileri, davranış bozukluğu, öğrenme güçlükleri, sıklıkla alkol ve bağımlılık yapan maddeleri kullanma gelecekte başkalarına ve kendine şiddet (intihar) uygulama, konuşmada gecikme, okulda başarısızlık, düşük öz saygı ve benlik kavramlarının zayıf olması ve gelecek konusunda beklentilerinin düşük olması gibi olumsuzluklar görülebilmektedir (9, 10, 12). Yapılan çalışmalar çocuk istismarı ve ihmali ile ilgili en önemli risk faktörünün ailenin ciddi ekonomik sıkıntısı olduğunu göstermiştir (4, 6, 11, 16). Özellikle aile içinde evin gereksinimlerini ve bütçe ayarlamalarını yapmak zorunda kalan kişinin anne olduğu düşünülecek olursa ciddi ekonomik sıkıntıların anneyi olumsuz etkileyeceği söylenebilir. Yapılan çalışmalarda çocuk sayısının fazla olması, işsizlik, ebeveynlerden birinin üvey olması, ailenin sosyal desteklerinin yetersiz olması annenin şiddet kullanmasını hazırlayıcı risk faktörleri olarak gösterilmiştir (1, 2, 11, 12, 17). Çocuklukluğunda istismar görmüş annelerin kendi çocuklarını istismar etmeye daha yatkın olduğu da yine çalışmalarla gösterilmiştir (2, 8). Çocuk istismarı ve ihmali, bir çok sektörün işbirliğini gerektiren ciddi bir sorundur. Bununla birlikte çocuk ihmali ve istismarı önlenebilir bir sorun hastalık olarak ele alınmalı, hemşireler ve diğer sağlık disiplinleri şiddeti önlemek ve şiddetsiz bir toplum oluşturmak için çaba göstermelidir (3, 18). Bu nedenle araştırma aile içinde anneler tarafından çocuklara uygulanan duygusal ve fiziksel istismar/ihmal davranışı ve bunu etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır.

 

GEREÇ ve YÖNTEM
Araştırma evrenini Sivas Alibaba Sağlık Ocağı bölgesinde Hemşirelik Yüksek Okulu öğrencilerinin üç ay boyunca haftada bir ziyaret ettikleri, en az bir çocuğu olan toplam 150 aile oluşturmuştur. Evrenin tümünün örnekleme alınması planlandı. Ancak 7 aile araştırmaya katılmayı kabul etmediği için örnekleme 143 aile alınmıştır. Veri toplama aracı olarak literatürden yararlanılarak hazırlanan soru formu kullanılmıştır (2,10, 14, 19). Soru formu iki bölümden oluşturulmuştur. İlk bölümde ailelerin sosyodemografik özelliklerine ilişkin sorular, ikinci bölümde çocuğa yönelik uygulanan fiziksel ve duygusal ihmal davranışına ilişkin sorular yer almaktadır. Her öğrenci kendi ailesiyle yüz-yüze görüşerek soru formu uygulanmıştır. 

Anne tarafından ayda en az bir kez istismar/ihmal davranışının gösterilmesi çocuğun istismar/ihmale uğraması olarak değerlendirilmiştir. Veriler SPSS istatistiksel paket programı ile kare ve Fisher kesin ki-kare testi kullanılmıştır.

BULGULAR
Araştırma kapsamına alınan kadınların tamamı ev hanımı olup %60.1’i 25-44 yaş grubunda, %54.9’u ilkokul mezunudur. Kadınların eşlerinin ise %65.2’si 25-44 yaş grubunda, %52.1’i ilkokul mezunu ve %7.6’sı işsizdir. Kadınların %40’ı 10 yıl ve daha fazla süredir evli olup %50’sinin üç ve daha fazla çocuğu vardır. Kadınların %48.3’ü ekonomik durumunu orta düzey olarak değerlendirmiştir, %75.7’si çekirdek aile yapısındadır. Kadınların eşlerinin %29.8’i alkol kullanmakta ve %51.7’si eşleri tarafından şiddete maruz kalmaktadır.
Anneleri tarafından çocuklara uygulanan fiziksel istismar/ihmal davranışları (Tablo 1) incelendiğinde; yaklaşık dört anneden birinin (%28.7) çocuklarının isteklerini gözardı ettiği, annelerin %32.2’sinin ise çocuğu hastalandığında iyileşmesini beklediği, ancak durumu çok kötüleştiğinde doktora başvurduğu görülmektedir. Yaklaşık her altı anneden birinin de (%14.7) çocuğunun eğitimi ile ilgili konularda okul idaresi ile görüşme yapmadığı saptanmıştır.

Annelerin çocuğuna karşı istismar davranışları incelendiğinde; annelerin %53,8’inin çocuklarına tokat vurma %23,1’inin de dövme ve çimdikleme davranışını gösterdikleri belirmiştir.

Çalışmalarımızda duygusal istismar/ihmal davranışlarının anneler tarafından çeşitli şekillerde uygulandığı sapanmıştır. Tablo 2’de anneleri tarafından çocuklara uygulanan duygusal istismar/ihmal davranışları görülmektedir.

 

 

Anneleri tarafından çocuklara uygulanan duygusal istismar/ihmal davranışlarına (Tablo 2) baktığımızda annelerin çoğunluğu (%81.1) çocuklarına sevdiklerini belli etmeme, bağırma-azarlama (%77.6) davranışlarında bulunduklarını ifade ederken, daha düşük oranda (%8.4) odaya kapatma, ellerini ve ayaklarını bağlama (%2.1) gibi duygusal istismar/ihmal davranışlarında bulunduklarını ifade etmişlerdir.

Tablo 3’ü incelediğimizde annenin öğrenim durumu, yaşı aile yapısı, eşinin alkol kullanım durumu, özürlü çocuğa sahip olma durumu ile fiziksel istismar/ihmal uygulama durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. (P>0.05). Ancak annelerin çocuk sayısı ve eşinden dayak yeme durumları ile annelerin çocuklarına fiziksel istismar/ihmal davranışına başvurmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. (P<0.05).

Tablo 4 incelendiğinde annelerin bazı özellikleri ile annenin çocuğuna uyguladığı duygusal istismar/ihmal davranışları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. (P>0.05).

TARTIŞMA

Araştırma kapsamına annelerden %87.4’ünün çocuklarına en az bir kez fiziksel istismar/ihmal davranışı uyguladıkları saptanmıştır. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre çocukların yaklaşık %45’inin istismara uğradığı belirlenmiştir (1). Bulut’un (7) genç anneler üzerinde yaptığı bir çalışmada da annelerin %78’inin çocuklarına fiziksel istismar davranışında bulundukları belirlenmiştir. Amerika’da 1997 verilerine göre her 1000 çocuktan 330’u, İsviçre’de ise (1986-1996 yılları arasında polise bildirilen aile içi şiddet vakaları) her 1000 çocuktan 50’si ebeveynleri tarafından fiziksel istismar ve ihmale uğradığı belirlenmiştir (12, 16). Bu sonuçlar, araştırma yapılan bölgede dayağın/istismarın halen etkin bir sorun çözme aracı olarak kullanıldığını düşündürmektedir. Bu sorun ancak ailelerin ve toplumun şiddetin önlenmesine yönelik eğitilmesi, danışmanlık hizmetlerinin verilmesi ve destek sistemlerinin sağlanması ile çözümlenebilir (3, 12, 18).

Annelerin öğrenim düzeyi azaldıkça çocuklarına fiziksel istismar/ihmal davranışının arttığı görülmektedir (Tablo 3). Yapılan çalışmalarda da annelerin öğrenim düzeyi azaldıkça daha fazla fiziksel istismar/ihmal davranışlarına başvurdukları belirlenmiştir (1, 9, 20). Yapılan çalışmalarda anne yaşı ve aile tipi ile çocuğa uygulanan fiziksel istismar/ihmal uygulama durumları arasında farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bilir ve arkadaşlarının 1016 çocuk üzerinde yaptıkları çalışmaya göre yaşı küçük olan annelerin çocuklarını daha fazla istismar ve ihmal ettikleri saptanmıştır (19)Çalışmamızda ise 35 yaş üzerinde olan annelerin daha fazla fiziksel istismar/ihmal davranışı gösterdikleri belirlenmiştir (Tablo 3). Bulut’un yaptığı sonuçları da bizim çalışmamıza benzer sonuçlardır (7). Çalışmamızda çekirdek aile yapısında olan annelerin çocuklarına daha fazla fiziksel istismar/ihmal davranışında bulundukları ancak istatistiksel değerlendirmede bunun anlamlı olmadığı belirlenmiştir. Yapılan bazı çalışmalarda aile yapısının annelerin çocuklarını istismar/ihmal etmede etkili olmadığı belirlenirken bazı çalışmalarda ise geniş aile yapısında şiddet davranışının daha fazla olduğu saptanmıştır (2, 19). Bu sonuçlar aile yapısının annelerin çocuklarını fiziksel istismar/ihmal etmede bir etken olmadığını düşündürebilir. Ekonomik durumun fiziksel istismar/ihmal davranışını etkilemediği ancak ekonomik durumunu iyi olarak ifade eden annelere göre, ekonomik durumunu orta ve kötü düzeyde değerlendiren annelerin daha fazla şiddet davranışı gösterdikleri belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda da ekonomik düzeyi düşük olan ailelerin çocuklarına daha çok fiziksel istismar/ihmal davranışında bulundukları belirlenmiştir (6, 16, 21). Aynı zamanda ailenin para sıkıntısı çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmayarak ihmal edilmesine de neden olmaktadır (7). Yapılan çalışmalarda alkol kullanımının çocuklarda fiziksel istismar ve ihmale uygulamada etkili olduğu belirlenmiştir (1, 22). Çalışmamızda da eşi alkol kullanan annelerin tamamına yakınının (%90.5) çocuklarına fiziksel istismar/ihmal uyguladığı ancak farkın anlamlı olmadığı belirlenmiştir. Bizim çalışmamızda ve yapılan diğer çalışmalarda da eşinden dayak yiyen annenin çocuğunu genel olarak daha çok istismar ettiği, ihtiyaçlarını karşılamayarak ihmal ettiği belirlenmiştir (4, 6, 7, 23). Aynı zamanda aile içinde eşi tarafından annenin dövülmesi çocuğun suistimaline de neden olmaktadır (7). Çalışmamızda bakmakla yükümlü olduğu çocuk sayısı fazla olan annelerin büyük çoğunluğu çocuklarına fiziksel istismar ve ihmal davranışında bulunmuştur. Yapılan çalışmalarda bizim bulgularımızı desteklemektedir (4, 6, 19). Ancak bulgular incelendiğinde annelerin öğrenim durumu, yaşı, aile yapısı, ekonomik durumu ne olursa olsun çocuklarına duygusal istismar/ihmal davranışı uyguladıkları görülmektedir. Literatürde annelerin çocuklarına fiziksel ve duygusal istismar/ihmal davranışlarının nedenlerinin benzer olduğu belirtilmektedir (11, 20).

SONUÇ VE ÖNERİLER
Çocukların en çok güvende olacakları yer ailelerinin yanı olmasına karşın aynı zamanda istismar olgularında en çok risk altında oldukları yerde aileleridir. Özellikle annelerinin çocuklarını yetiştirmede ya da problem çözme süreçlerinde sıklıkla fiziksel ya da duygusal istismar/ihmal davranışı uyguladıkları bilinmektedir. Ancak bu toplum tarafından ailenin kendi sorunu olarak görüldüğü için sağlık çalışanları tarafından da göz ardı edilen ve koruyucu önlemlerle önlenebilir olan toplumsal bir sorundur. Çocukluk döneminde bu tür şiddet davranışlarına maruz kalan bir birey gelecekte de sorun çözme tekniği olarak öğrendiği şiddet davranışlarını kullanacaktır. Günümüzde bu bireylerin sayısı her gün biraz daha artmaktadır. Bu nedenle sağlık çalışanlarının bölgesel ya da ulusal düzeyde çocuk istismarı ve ihmaline yönelik araştırmalar yapması ve nedenlerinin incelenmesi sorununun çözümü için oldukça önemlidir. 

Bu çalışmanın sonucunda annelerin %87.4’ünün çocuklarına fiziksel istismar/ihmal, %93’ünde duygusal istismar/ihmal davranışında bulundukları belirlenmiştir. Eğitim düzeyi ve ekonomik durumu düşük olan, çekirdek aile yapısında yaşayan ve 35 yaş üzerinde olan annelerden fiziksel istismar/ihmal davranışında bulunanların sayısı diğer annelere göre daha fazladır ancak istatistiksel analizde fark anlamlı bulunmamıştır. Eşinden dayak yiyen ve çocuk sayısı fazla olan annelerin diğer annelere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fiziksel istismar/ihmal davranışı gösterdikleri belirlenmiştir. Annelerin öğrenim durumu, yaşı, aile tipi, çocuk sayısı, eşinin alkol kullanması durumu ile annelerin çocuklarına uyguladıkları duygusal istismar/ihmal davranışları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Bu sonuçlar doğrultusunda; Ailelere özellikle annelere çocuğa yönelik fiziksel/duygusal istismar/ihmal davranışlarının neler olduğu konusunda ve sonuçları hakkında bilgi verilmesi,
– Eşinden dayak yiyen ve çocuk sayısı fazla olan annelerin çocukları ile etkileşimlerinin daha sık gözlenmesi,
– Fiziksel ve duygusal istismar/ihmal davranışını ortaya çıkaran nedenlerin ailelerle paylaşılması ve çözüm yolları için danışmanlık hizmetlerinin verilmesi önerilmiştir.

KAYNAKÇA
1- Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Aile İçinde ve Toplumsal Alanda Şiddet. Ankara; 1998.
2- Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Aile İçi Şiddetin Sebep ve Sonuçları. Ankara; 1995.
3- ICN, International Nurses Day. Nurses Always There for You: United Against Violence. Ant 36-Violence Tool Kit, Geneva; 2001.
4- Polat O. Adli Tıp, Der Yayınları, İstanbul; 2000.
5- Güneri FY. Ailede Kadına Yöneltilen Şiddet. Evdeki Terör Kadına Yönelik Şiddet, İstanbul, Mor Çatı Yayınları, 1996.s: 87-92.
6- İzmirli M, Sur H, Polat N. Çocuğa Karşı Dayak Olgusu ve Çocuk İstismarı. Çocuk Forumu Dergisi 2000; 3(1): 37-49.

7-Bulut I. Genç Anne ve Çocuk İstismarı, Ankara 1996.

8- Browne K. Çocuk İstismarını önceden kestirme, çocukların Kötü Muameleden korunması, I.Ulusal Kongre Kitabı; 1991. s: 295-305.
9- Bahçecik N, Kavaklı A. Çocuk İstismarı ve İhmalinde Hemşirenin Koruyucu Sağlık Hizmetlerinde ve Tedavi Edici Kurumlardaki Sorumluluğu. Hemşirelik Bülteni
1994; Cilt VIII, 32: 45-52.
10- Şahin F. Çocuk İstismarı ve İhmalinin Önlenmesinde hekimin Rolü. Sürekli Tıp Eğitim Dergisi 2001; 10(7): 246-249.
11- Murry SK, Baker AW, Lewin L. Screening Families with Young Children for Child Maltreatment Potantial. Pediatric Nursing 2000; 26(1): 47-54.
12- Cowen PS. Child neglect; Injuries of Omission. Pediatric Nursing 1999; 25(4): 401-18.
13- Meier E. Update on Child Abuse and Neglect Legislative Efforts. Pediatric Nursing 1999; 25(4): 436.
14- Şenol Ş. Aile İçi Şiddetin Farklı Görünümleri, Çocuk ve Aile Dergisi 2000; 3(24): 30-2.
15- Lynch M. Çocuk İstismarı ve İhmali. Çocukların Kötü Muameleden Korunması I.Ulusal Kongresi Kitabı; 1991. s: 37-44.
16- Lindell C, Svedin CG. Physical Child abuse in Sweden: a study of police reports between 1986 and 1996. Soc Pschiatry Epidemiol 2001; 36(3): 150-57.
17- Robert E, Rakel MD. Textbook of Family Pratice. S.Ed. WB. Sounders Company; 1995. p: 62-67.
18- Kalaça Ç, Kalaça S. Çocuğa Yönelik Şiddet ve İstismara Karşı Birincil Korunma. Çocuk Forumu 2000; 2(1): 54-7.
19- Bilir Ş, Arı M, Dönmez NS, Güney S. 4-12 Yaşları Arasında 16 100 Çocukta Örselenme Durumu İle İlgili Bir İnceleme. Çocukların Kötü Muameleden Korunması
I.Ulusal Kongre Kitabı 1991. s: 45-54.
20- Paoviloinen E, Astedt-Kurki P, Paunonen-Illmomen M, Laippolo P. Risk factors of child maltreatment within the family: towards a knowledgeable base of family nursing.
Int Nurs Stud 2001; 38(3): 297-303.
21- Güneş G, Kaya M, Pehlivan E. Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Ailelerinde Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili Bir Araştırma. Toplum ve Hekim 2000; 15(5): 391-97.
22- Widom CS, Hiller-Sturmhofel S. Alcohol abuse as a risk factor for and consequence of child abuse, Alcohol Res
Health 2001; 25(1): 52-7.
23- Tajima EA. The relative impartance of wife abuse as a risk factor for violence against children, Child Abuse Neglect 2000; 24(11): 1983-98.

 

Yazışma Adresi :
Yrd.Doç.Dr. Nuran GÜLER
Güler ve ark.

C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu SİVAS

 

Tags: , , , , ,