Babanın, çocuğunun eğitim ve sağlık durumunu takip etmesi, bu amaçla öğretmeni ve doktoru ile görüşmesi engellenebilir mi? Üstelik baba ve çocuk kavramı kadar doğal bu hak ve yükümlülüğü devletin bir babaya yasaklaması düşünülebilir mi?

Boşanmış babaların bugünlerde en büyük mücadelesi çocuklarının öğretmenleri ve doktorları ile görüşme hakkı elde edebilmektir. Yanlış duymadınız! Türk hukuku, boşanmış babanın, çocuğunu okulda ziyaretini, öğretmeni ile görüşmesini, okula dahi girmesini yasaklar. Daha can yakıcı ise boşanmış baba, bu ülkede çocuğunun sağlık durumunu öğrenmek için aile hekimi ile dahi görüştürülmez. Boşanmış babalara çocuklarını eşya gibi haczettiren hukuk sisteminden başka ne beklenebilir? Başta imza koyduğumuz Evrensel Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere dünyadaki hukuk uygulama ve metinleri ile ters düşen, babalık adına tüm değerler ile savaş halindeki sistemi genel olarak irdeleyelim: 

Çocuklu bir ailenin en büyük değeri, kutsalı şüphesiz çocuklardır. Aile içindeki bağlılık ve uzlaşının temel unsuru çocuktur. Aile birlikteliğinin sonlandırılmasında ise en büyük ihtilaf konusu yine çocuklar oluyor. Boşanma sonrası çocuk veya çocukların statüsü özellikle ülkemizde önemli bir hukuki açmaz olarak tüm toplumu olumsuz etkiliyor.  Ülkemizdeki hukuk uygulamaları; boşanma sürecinde sorunu sulh içine çözmek bir yana adeta ayrılan çiftler arasındaki gerginliği, kazananı belli savaşa çevirtir.

İÇİNDE BABA OLMAYAN BABALIK ROLÜ

Türk aile ve boşanma hukukunda babanın statüsü sadece ailenin iaşeni sağlayan maddi rol ile kısıtlanmış, ötesinde hiçbir insani, duygusal alan tanımamıştır. Dünyada boşanan babaya çocuğunu; TV, buzdolabı, mobilya gibi haciz ile iletişim ve ilişki kurduran başka bir hukuk sistemi ve uygulaması yoktur. Türkiye’de devlet boşanmış babaya çocuğunu haciz ile göstertir üstelik bundan da ciddi gelir elde eder.  

Çocuk haczini ahlaki ve meşru gören Türk aile hukuku ve uygulamaları, boşanma süresinde ise çocuk ile baba arasındaki ilişkiyi tümden koparmakta sakınca görmez. Zaten gergin olan boşanmış taraflardan birine verilen sınırsız hak ve yetki ile donatılmış velayet, suiistimal edilmeye, intikam dahil bir çok kapanmamış hesabın kapatılmasının aracı olarak kullanılmaya açıktır. Çocuklar üzerindeki tüm hakka sahip velayeti elinde bulunduran taraf diğer ebeveynin tüm haklarını kısıtlamaktan sıklıkla geri durmaz.

Ülkemizde boşanma sürecinde çocukların velayeti ancak annenin istememesi halinde babaya verilir. Aksi tüm durumlarda baba ne kadar çok isterse istesin ve bu talebini haklı delil ve tanıklar ile desteklesin velayeti elde edemez. Türk hukuku burada hepimizin asla farklı düşünemeyeceği  “çocuğun anne şefkatinden mahrum büyümemesi” ilkesinden hareket eder. Ancak bu temel doğa kanununu olabilecek en yanlış şekli ile yorumlar. Çocuğun anne şefkati ile büyümesi, baba şefkatinden uzak kalabileceği anlamına gelmez. Kaldı ki baba kavramından uzak yetişen çocuklar, bu boşluğu hayatlarının geri kalanında dolduramadığı gibi duygusal travma ve hasarlar ile hayata tutunmaya çalışır.

Boşanma sürecinde velayet sadece ülkemizde değil tüm dünya hukuklarında ağırlıklı olarak anneye verilir ancak bu yapılırken babanın tüm hakları, Türkiye’deki gibi velayet sahibi annenin inisiyatifine bırakılmaz, hukuken korunur. Velayet sahibinin suiistimali halinde ise velayetin değiştirilmesi dahil hukuki yaptırımlar ile diğer ebeveynin çocuğu ile sağlıklı iletişimi güvence altına alınır. Oysa Türkiye’de boşanma ile babanın tüm hakları elinden alınır. Yerleşik hukuk uygulaması boşanma sonrasında babaya ancak 15 günde bir çocuğu ile iletişim kurma hakkını tanır. Babaya en kısıtlı görüşme zamanını tanıyan ülke Türkiye’dir. Dünyadaki genel uygulama ise babanın en azından hafta bir defa çocuğu ile görüşmesinin temin edilmesidir.  Kaldı ki babanın 15 günde bir çocuk ile iletişimi de sayısız engel ve riskler ile çevrelenmiştir. Çocuk haczi bu engellerin en acımasızıdır.

ÇÖZÜM: ORTAK VELAYET

Cinsiyetçi yaklaşımı ile adaletten daha ziyade ihtilaf üreten Türk boşanma hukuku, başta babalık hakları olmak üzere çağdaş dünya hukuk uygulamaları ile yeniden yapılandırılmalıdır. Revize veya rötuş, her tarafından zafiyet gösteren boşanma sistemini onaramaz. Yapılması gereken evrensel hukuk ilkeleri perspektifinde aile ve boşanma hukukunun yeniden yazılması ve babalık haklarının babalara iade edilmesidir. Bunun ilk adımı olarak başta Avrupa olmak üzere gelişmiş demokrasilerde hızla yaygınlaşan ‘ortak velayeti’ Türk hukuk sistemine taşınmalıdır.

kaynak : http://eycehaber.com/tr-TR/kose-yazilari/9931/itibarsizlastirilan-babalik

 

Tags: ,