10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde, hakları görmezden gelinen babasız bırakılan çocuklar ve çocuksuz bırakılan babalar için hak ihlalleri…
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde, hakları görmezden gelinen babasız bırakılan çocuklar ve çocuksuz bırakılan babalar için hak ihlalleri devam ediyor. Aile mahkemelerinde katledilen her birimizin babalık haklarının yanı sıra kimi evlat hasretiyle vatan görevini yaparken şehit olan kimi de çocuğunu görmek isterken öldürülen ve çocukları kendi babalarına düşman edildiği için kahrından acılar içinde ölen tüm babalarımızın hayrına lokma döktürüyoruz.
Boşanmayla birlikte evladına hasret bırakılan ve Güneydoğuda vatan görevinde şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Talha Emre Zileligil ,
Kızını annesine teslim etmeye gittiğinde eski karısı tarafından önce başına odunla vurulup bayıltıldıktan sonra silahla vurularak öldürülen Murat Taşocak,
Canından daha çok sevdiği kızının eşiyle boşandıktan sonra kendisine düşman edilmesine dayanamayıp ebedi hayata uğurladığımız Murat Yardımcıoğlu için lokma döktürüyoruz. Ruhları şad olsun mekanları cennet olsun.
Ülkemiz.,İnsan Hakları ve Çocuk Hakları evrensel sözleşmelerini imzalayalı onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen, günümüzde bu hakların ihlalleri ne yazık ki devam ediyor. Bugüne kadar sesimizi duyurabilmek, babaları çocuksuz, çocukları da babasız bırakmamak için çeşitli yöntemler olduğunu dile getirmek için onlarca kez toplandık. Yine kamuoyunda bir farkındalık yaratmak için İzmir ve Niğde’de bulunan “Babasız Bırakılan Çocuklar Çocuksuz Babalar Derneği” , “Çocuksuz Bırakılan Babalar ve Çocuk Hakları Derneği” olarak bizler bu mücadeleyi birlikte yapmaya karar verdik.
Çocuklarımız suskun seslerini çıkaramıyorlar , çocuklarımızın sessiz çığlığını duyurmak ve baba olarak yaşadığımız hak ihlallerinin gözler önüne sermek için buradayız . Boşanma aşamasında ve sonrasında, özellikle anne ya da babasından uzaklaştırılan, tek ebeveynle yaşamaya, yetişmeye mahkûm edilen çocuklarımızın bu mahkûmiyetine isyan ediyoruz. Velayet sahibi anne veya babanın yanında bulunan çocuklarımıza karşı ayda iki kez ziyaretçi konumunda olmaktan dolayı kahroluyoruz. Bizlerden sınırlı ve kısıtlı süre içerisinde çocuklarımıza ebeveynlik yapmamız bekleniyor. Ayda iki kez görebildiğimiz evlatlarımıza karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmenin mümkün olup – olmadığını , bu durumun nasıl bir eşitlik olduğunu kamuoyuna sormak istiyoruz.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3,9 ve 18. Maddeleri ile çocuklarımızın güvence altına alınan hakları yanısıra İnsan Hakları Ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye EK 7 Nolu Protokolünün 5. Maddesi “Eşler evliliğin sona ermesi durumunda, kendi aralarında ve çocukları ile ilişkilerinde medeni haklar ve sorumluluklardan eşit şekilde yararlanırlar.” hükmü bulunmaktadır. Anayasamızın 90. Maddesinde de Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır hükmü bulunmaktadır. Dolayısı ile Medeni Kanunun 336. Maddesinde bulunan “…..ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir hükmü” uluslararası sözleşmelerle açık ve net bir şekilde çelişmektedir. Aile mahkemelerinde görülen neredeyse tüm Velayet konulu davalarda insan ve çocuk hakları ihlali yapılmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) , Anayasa Mahkemesinin kararlarıyla ve Valiliklerin İnsan Hakları Kurullarına, Kamu Denetçiliği Kurumuna ve Türkiye Barolar Birliğine yaptığı başvurularda, haklı olduğumuz resmi olarak da tespit edilmiş durumda. Tüm bu yaşananlar, babaların maruz kaldıkları, çocukların yaşamak zorunda kaldıkları insan hakkı ihlali değil de nedir? Çocuklarımızın ve bizlerin hakları ihlal edilmektedir.
- AİHM 13 Ekim 2009 tarihli 42981/04 başvuru numaralı Övüş ,
- AİHM 06 Nisan 2010 tarihli 4694/ 03 başvuru numaralı Mustafa ve Armağan AKIN,
- AİHM 03 Kasım 2011 tarihli 12358/06 başvuru numaralı Kuşçuoğlu,
- AİHM 06 Aralık 2011 tarihli 16192/06 başvuru numaralı Cengiz KILIÇ ,
- AİHM 03 Mayıs 2012 tarihli 60328/09 başvuru numaralı İlker Ensar Uyanık
- AYM nin 2013/3181 başvuru numaralı CENGİZ KILIÇ davası
- AYM nin 2013/9047 başvuru numaralı ve 07/05/2015 tarihli Murat ATILGAN davası
- AYM nin 2013/2910 başvuru numaralı ve 05/11/2015 tarihli M.M.E ve T.E davası
- AYM nin 2014/19725 başvuru numaralı ve 19/11/2015 tarihli N.Ö. davası
- AYM nin 2013/3758 başvuru numaralı ve 06/01/2016 tarihli SALİH SÖNMEZOĞLU davası
- YARGITAY Huk.Gen.Kur. 2013/201926E. 2015/1139K ve 01.04.2015 tarihli kararı
- YARGITAY 2.Huk.D. 2016/12054 E. , 2016/11763 K. 16.06.2016 tarihli kararı
- KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 2015/5571 S. ve 07.06.2016 tarihli kararı
- DENİZLİ – Çivril Kaymakamlığı İnsan Hk.Kur. 06 Sayılı ve 24.11.2010 tarihli kararı
- DENİZLİ – Çivril Kaymakamlığı İnsan Hk.Kur. 04 Sayılı ve 24.07.2012 tarihli kararı
- BURSA Valiliği İnsan Hk.Kur. 04 Sayılı ve 24.07.2012 tarihli kararı
- İZMİR Valiliği İnsan Hk.Kur. 43553 S. ve 20.08.2015 tarihli kararı
- İZMİR Valiliği İnsan Hk.Kur. 48459 S. ve 04.09.2015 tarihli kararı
- AMASYA Valiliği İnsan Hk.Kur. 6232 Sayılı ve 04.11.2015 tarihli kararı
- DENİZLİ-Merkezefendi Kaymakamlığı İns Hk.Kur. 01 S. ve 03.11.2016 tarihli kararı
- NİĞDE Valiliği İnsan Hk.Kur. 9245 S. ve 24.11.2016 tarihli kararı
- NİĞDE Valiliği İnsan Hk.Kur. 9246 S. ve 24.11.2016 tarihli kararı
Çocuklarımızın eğitimi, gelişimi ve sağlığıyla ilgilenmek, bilgi almak istediğimizde Sağlık Bakanlığına ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlar “ Siz Velayet sahibi değilsiniz 3. şahıslara bilgi veremeyiz” şeklinde yazılı ve sözlü cevap veriyor.
Özellikle, Adalet Bakanlığı ve diğer kamu kurumlarına yaptığımız müracaatlar görmezden gelinmekte, yok sayılmakta ve bu hak ihlallerine ortak olunmaktadır. İnsan ve çocuk hakkı ihlali, imzaladığımız uluslararası sözleşmelere göre de vicdanlara göre de bir suçtur. Resmi kurumlar, yaşananları görmezden gelerek bu suça iştirak etmektedir.
Hiç kimse unutmamalıdır ki şu anda nüfusumuzun yüzde 15 ya da 20’sini oluşturan çocuklarımız, gelecekte nüfusun yüzde 100’ünü oluşturacaktır. Bugün duygusal ve bedensel olarak sağlıklı yetişmesi engellenen çocuklar, aile hayatının yok oluşunu hızlandıracak bu da milletin ve devletin bekasını tehlikeye sokacaktır. Velayeti elinde bulunan ebeveynlerce çocuklarımızın menfaat için bir silah gibi kullanılmasını da şiddetle kınıyoruz. Bu süreçte uzakta bulunan ebeveyne yabancılaştırılan çocuklar, tüm toplum için potansiyel tehlike haline gelmektedir. Suça karışan çocuklar her yıl yüzde 8 artarken bu çocukların çok büyük bir bölümünü, parçalanmış ailelerin çocukları oluşturmaktadır.
Çocuklara hediye edilmiş bayramı olan güzel yurdumuzda, evcil hayvanlar ve ev eşyaları haczedilemezken velayet hakkı olmayan ebeveyn cebri icra yoluna mecbur bırakıldığında çocuklarını ancak icra memuru, psikolog ve polis nezaretinde haczederek görebilmektedir. Bu durumun velayet sahibince çocuğa uygulanan duygusal istismar ve psikolojik şiddet olduğu insan hakları kurul kararlarıyla tespit edilmiştir. Bu hak ihlali değil de nedir?
Bu nedenledir ki Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Bakanlarımızın ve Milletvekillerimizin bu konuya hassasiyet göstermelerini, bir an önce çözümlemelerini bekliyoruz.
Çözüm velayeti anne ya da babadan birine vermek değildir. Çözüm çocuğu, annesiz ya da babasız bırakmak değildir. Çözüm ortak velayetten geçiyor. Biz de aklın yolu birdir ve Ortak Velayet istiyoruz. Ziyaretçi değil biz babayız. Haklarımızın ihlal edilmediği bir dünyada çocuklarımızla mutlu yaşamak istiyoruz.
Saygılarımızla,
Babasız Bırakılan Çocuklar Çocuksuz Babalar Derneği
Çocuksuz Bırakılan Babalar ve Çocuk Hakları Derneği
Tags: BABASIZ BIRAKILAN ÇOCUKLAR ÇOCUKSUZ BABALAR DERNEĞİ, ÇOCUKSUZ BIRAKILAN BABALAR VE ÇOCUK HAKLARI DERNEĞİ, DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ